Gitmeyen Bir Kez Giden İki Kez Yanıyor

Rabbim öyle bir şey nasip etti ki… Güzelliğini, tadını, rahmetini, özlemini ve sevgisini iliklerine kadar hissedebileceğin yer işte orası… Mekke-i Mekürreme’m… O kokusu, o havası ve o insanı titreten ezan sesiyle Rasulullah’ı [sallallahu aleyhi vesellem] bağrına basan Medine-i Münevvere’m… Ne güzeldiniz öyle.

Önce Medine-i Münevvere nasip oldu. Elhamdülillah defalarca Ravza’yı ziyarete gittik. Önceleri belki kalabalıktan dolayı nasip olmaz diye hüzünleniyorduk. Lakin bir yatsı namazında ziyarete açıldı. Onlarca insanı kavuşma heyecanı sardı. Kafile arkadaşımın bebeği vardı kucağımda, henüz 3 aylıktı. Şaşkın gözlerle bakınıyordu etrafına ama hiç de sesi çıkmıyordu. Sanki o da hissediyordu. Vaktin Rasulullah’a [sallallahu aleyhi vesellem] kavuşma vakti olduğunu.

Medine-i Münevvere’ye kavuşmak ne kadar sevince gark ettiyse bizi ensar şehrinden ayrılmak da bir o kadar hüzünlü oldu bizim için. Bu hüzün Mekke-i Mükereme’ye varana dek devam etti. Lakin Mekke’ye girdiğimiz anda nabızlar yükseldi. Hüznün yerini yeniden umut ve heyecan sardı. İlk umre sırasında metaf alanına geldiğimizde başımızı kaldırmadan yürüdük. Ve o ilk bakış… “Eyy Rabbim, her şeyimle senin davetine geldim.” dedim. Affet yaa Rab! Affet yaa Rab! Her adımda hac nasip et yaa Rab! duaları bir zikir gibi dilimden düşmüyordu.

Bu mukaddes beldeler için sözler bitiyor ancak anlatılacak güzellikler bitmiyordu. Rabbim inşallah hac da nasip eder bizlere. Her ne kadar umre ziyaretimizin bitmesinden üzülsek de günlerimiz o kadar dolu dolu ve çabucak geçti ki… Molla hocalarımızdan ve görevlilerimizden Rabbim razı olsun. Semerşah gerçekten bir ayrıcalık.

Yaradan gitmeyenlere de nasip etsin. Selam ve dua ile… 🌹🌹

Yazan: Tuğba Tunç

Paylaş:

Bir cevap yazın